Mendi, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının bankacılık sektörü teknolojilerine etkisine ilişkin AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.
Salgın döneminde müşterilerin QR kod ile para çekmeden mobil ödemeye, kredi başvurusundan fatura ödemeye, hesap özeti görüntülemeden temassız kart kullanımına kadar birçok finansal işlemini tamamen dijital kanallardan gerçekleştirmeye başladığını anlatan Mendi, müşterilerin salgın döneminde edindiği bu dijital yetkinliklerin, 2021 yılı ve devamında da alışkanlığa dönüşeceğini söyledi.
Mendi, müşterilerin artık ürün ve hizmetleri geliştirme yönündeki geri bildirimlerini daha sık ilettiğini ve kendilerinin de titizlikle değerlendirip projelendirdikten sonra hızla takvimi aldıklarını belirtti.
Kullanıcıların dijital ürün kullanma oranı arttıkça daha iyi hizmet beklentilerinin de artacağının altını çizen Mendi, şunları kaydetti:
"Müşteri artık dijitalde. Yaş sınırı kalmadı. 60 yaşındaki de dijitalde, 18 yaşındaki de. Dijital servis, kalite ve güvenlik artık üç ana konu. Bazı müşterilerimiz hala fiziki şubeye de gelmek istiyor. Şubelerimizde de onlara daha hızlı ve inovatif hizmet vermek üzere kendi gelişmiş makinelerimizi yaptık. Bunları `turbo makineler` diye adlandırıyoruz. Bu turbo makinelerde herhangi bir gişede yapılabilen işlemlerin yüzde 85-90’ı yapılabiliyor. Bu bize salgın döneminde de çok yardımcı oldu. Son iki yıldır bu makineleri Türkiye genelinde yaymaya başladık. Şu anda 31 ilde var. Yakında 180-190 şubemizde bu makinelere ulaşmış olacağız. Bu yıl içerisinde bizim şube ağımızın da yüzde 40-45’i bu makinelerle donanmış olacak."
Gökhan Mendi, sektörün gelecek birkaç yılına ilişkin de öngörülerini paylaştı.
Bugün Avrupa’da faaliyet gösteren başarılı bankaların aktivitelerine bakıldığında hemen hemen hepsinin internet ve mobil bankacılık imkanı sunduğunu, API teknolojisinden (açık bankacılık) yararlandığını ifade eden Mendi, bir kısmının dijital kanallar üzerinden dijital tüketici kredisi hizmeti sunduğunu, dijital ev kredisi hizmeti veya blockchain teknolojisi kullanımının ise sınırlı olduğunu gördüğünü söyledi.
TEB olarak, başta yüzde 100 dijital olarak uzaktan müşteri edinimi olmak üzere para transferi, ödemeler ve superapp gibi müşterilerin hayatını kolaylaştıracak teknolojik çözümler geliştirdiklerini anlatan Mendi, iki yıl önce de API programını başlattıklarını hatırlattı.
Mendi, bu sayede fintech partnerleriyle birlikte müşterilere daha iyi deneyim yaşatacak olan uygulamaları, ürünleri ve servisleri sunabileceklerini dile getirdi.
Bu dönüşüm projelerinin önemli bir bölümünde start-up partnerlerini yer aldığını ve yapay zeka tabanlı uygulamalar geliştirdiklerini aktaran Mendi, şöyle konuştu:
"Önümüzdeki iki yıl içinde ise gündemimiz, tek bir bankacılık uygulaması altında tüm diğer banka hesaplarının kolay ve hızlı bir şekilde yönetilmesini sağlayacak geliştirmeler olacak. Ancak bundan daha yakın zamanda bankacılık uygulamalarının finansal çözüm sunmasının ötesine geçerek müşterinin farklı ihtiyaçlarına da hizmet eden superapp platformları olacağını söyleyebiliriz. Müşteri odaklı bu yaklaşımımız sayesinde dijitalde ilk üç bankadan biriyiz. Önümüzdeki dönemde de inovatif bakış açımızla proaktif rol alarak CEPTETEB Mobil Uygulaması’na yönelik yatırımlarımıza hız kesmeden devam edeceğiz."
TEB Genel Müdür Yardımcısı Mendi, geleceğin bankacılık sisteminde fintech`ler ve techfin`lerin yerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Dijitalleşmenin tüm ürün ve süreçlere entegre edildiği finans sektöründe dönüşüme ayak uyduranların ipi göğüslediğini belirten Mendi, 2021 yılında da dijital bankacılık platformu CEPTETEB ile müşterilere sundukları bankacılık deneyimini geliştirmeye ve iyileştirmeye devam ettiklerini, dijital bankacılık alanında pek çok yeniliği hayata geçirdiklerini anlattı.
Mendi, bu yeni dönemde finansal ürün ve hizmetlerin sadece bankalar üzerinden değil aynı zamanda fintech’ler üzerinden de müşterilerle buluşacağını ifade etti.
Aynı şekilde bankaların da finansal olmayan ürün ve servislerin müşterilere sunulmasında bir platform olabileceğini öngören Mendi, şunları kaydetti:
"Avrupa Birliği ve İngiltere’de çıkan `PSD2` ve `Open Banking` yasal düzenlemeler bankaların müşterilerine ait dataları ve sunmuş oldukları servisleri yine müşterilerin bilgisi ve onayıyla güvenilir üçüncü partilerle paylaşmalarına olanak veriyor. Bu düzenlemenin asıl amacı rekabeti artırmak ve müşterilerin daha inovatif ürün, servis ve çözümlere ulaşmalarını mümkün kılmak. Bu beraberinde fintech ekosisteminin de hızlı bir şekilde gelişmesine zemin oluşturuyor. Bankaların güvenli, esnek ve verimli bir şekilde servislerini dış dünyaya açmasının yolu ise API teknolojisinden geçiyor. Türkiye’de benzer yasal düzenlemeler henüz çıkmamış olsa da bankacılık sektörü bu konuda hazırlıklarını sürdürüyor. API programımızla, fintech partnerlerimizle birlikte müşterilerimize daha iyi deneyim yaşatacak uygulamaları, ürünleri ve hizmetleri sunmayı amaçlıyoruz."
Gökhan Mendi, Türkiye`nin dijital bankacılıkta dünyadaki konumu hakkında görüşlerini paylaştı.
Son yıllarda kullanım oranı giderek artan dijital bankacılık kanalları konusunda oldukça inovatif ve öncü bir konumda olan Türkiye`nin, mobil bankacılık ve mobil ödeme alanlarında birçok ürün ve hizmetlerle dünyada ilklerin hayata geçirildiği ülke konumuna geldiğini vurgulayan Mendi, "Bu konuda bizim gibi dijital ile büyüyen Türk bankalarının hem Avrupa hem de dünyada öncü olmaya devam edeceğini söyleyebiliriz." diyerek sözlerini tamamladı.