Kabotaj hakkı Türkiye Cumhuriyeti Devletinin elde ettiği uluslararası bir başarıdır ve biz bugün bu mutluluğu ve gururu hep birlikte yaşamaktayız. 1 Temmuz 1926 tarihinde yürürlüğe giren Kabotaj Kanunu; denizlerdeki hakimiyetimizin tasdiki niteliğindedir.

 

Denizlerimize sahip çıkma bilincini insanımıza aşılamış olan Kabotaj Kanunu, denizciliğimizin daha da gelişip büyümesinde önemli rol oynamış, ülkemizin çağdaş medeniyetler düzeyine ulaşması amacıyla başlatılan kalkınma seferberliğine de büyük ivme kazandırmıştır. Limanlarımızda her türlü yük ve yolcu taşıma hakkını Türk bayraklı gemilere ve Türk vatandaşlarına tanıyan bu kanun ülkemizin gelişme sürecinde ise önemli bir kazanım olarak tarihe geçmiştir. Ülkemizin denizlerde sahip olduğu bu zengin potansiyeli en iyi şekilde değerlendirerek, dünya denizciliğinde hak ettiğimiz yeri almamız ve kuzeyi tamamen denizle çevrili İlimizde deniz ticaretinin daha da gelişmesi en büyük dileğimizdir.

 

Denizcilik bir kültür işidir, bir yaşam kaynağıdır. Denizciler geçmiş tarihi kültürlerini bilerek ve bu kültürü geliştirerek çok daha önemli noktalara geleceklerdir. Denizcilik sektörü; balıkçılık ve taşımacılıkla ekonomik anlamda, yatçılık, kıyı tesisleri ve su sporları ile turizm anlamında önem taşırken, ülke savunmasında da vazgeçilmez bir sektördür. Denizciliğin önemli olduğu ilimizde de Karadeniz Sahil Güvenlik Komutanlığı denizlerimizin korunması için önemli çalışmalar yapılmaktadır. Sahil Güvenlik Teşkilatımız, Sarp’tan Karasu’ya kadar olan bölgede önemli görevleri yerine getirmektedir.

 

Dileğimiz, el birliği ile yapacağımız çalışmalar neticesinde Karadeniz ile komşu olan Rize’mizde de denizcilik faaliyetlerinin ve deniz ticaretinin daha da gelişmesidir. Bu duygu ve düşüncelerle, hayatını denizlerde kaybeden deniz şehitlerimizi minnet ve saygıyla anıyorum. Denizcilik ve Kabotaj Bayramı vesilesi ile denizcilik sektörünün gelişiminde emeği geçenlere ve tüm denizcilerimize içten selamlarımı iletiyor, başarılarının devamını diliyorum.