Gürcan, mevcut mutasyonların yayılmasını ve vaka sayılarının artmasını önlemek için aşının en önemli koruyucu faktörlerin başında geldiğini vurguladı.
Salgının aşısız kişilerde görülme sıklığının arttığını anlatan Gürcan, "Kovid-19 bugünlerde aşısız olanlar arasında yayılan ve onları hastanelere yatıran bir hastalık haline dönüştü. Sağlık Bakanlığı verileri ve diğer bilim insanlarının değerlendirmelerinde de hastaneye yatanların yüzde 90-95`inin aşısız kişilerden oluştuğu, aşılı kişilerin çok az hastaneye yatma ihtiyacı duyduğu, yoğun bakımlara yatışta yine aynı şekilde aşısızların fazla olduğu görülüyor." ifadelerini kullandı.
Gürcan, Kovid-19 salgınıyla mücadelede en büyük silahın aşı olduğunu anımsattı.
Vaka sayılarındaki artışın, aşılamada henüz istenilen oranlara ulaşılamamasından da kaynaklandığını anlatan Gürcan, şunları kaydetti:
"Sağlık Bakanı`nın açıkladığı verilerde 1. dozunu olan kişilerin aşılanma oranı yüzde 66, aslında bu oran iyi. Ama maalesef birinci dozdan sonra antikor oluşturma oranı, bizim Edirne`de yaptığımız araştırmada da gösterdiği gibi yüzde 10 civarında. Esas koruyucu antikorlar ikinci aşılamadan sonra ortaya çıkıyor. Nitekim bizim araştırmamızda da bu koruyuculuk oranının ikinci aşıdan sonra yüzde 95`e çıktığını göstermiş olduk. İkinci dozu yaptırdıktan sonra insanlar kendilerini aşılanmış kabul etmeliler. Koruyucu konuma ancak o zaman ulaşabiliyorlar."
Gürcan, salgınla mücadelede toplumsal bağışıklığın sağlanması için aşılama oranının yüzde 70`lere çıkması gerektiğini sözlerine ekledi.