CHP Rize İl Başkanı Saltuk Deniz, açıklamalarda bulunarak hem parti çalışmalarını hem de ülke gündemi ile ilgili konuştu. Deniz, parti olarak yaptıkları çalışmalar neticesinde Rize’de seçimlere hazır olduklarını vurguladı. Ayrıca ekonomik dalgalanmalardan ötürü vatandaşların bunaldığını ifade eden Deniz, partilerine ve Millet İttifakı’na her geçen gün teveccühün arttığını dile getirdi. Deniz, dolar kuru üzerinden de AK Parti iktidarını eleştirdi.
İşte Deniz’in o açıklamaları:
MAHALLE VE KÖY TEMSİLCİLERİ TAMAM
Çalışmalarımızı belirlediğimiz parti programı doğrultusunda yapıyoruz. Üye çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Her ilçenin belli bir kontenjanı var. Şu ana kadar üye sayısı konusunda hedeflerimizi tutturduk. Üyesi olmayan hiçbir yerleşim yeri bırakmıyoruz. Sandıklarla ilgili görevlendirmelerimizi yaptık. Çalışmalarımızı her ay güncelliyoruz. Çünkü arkadaşlarımız başka bir yere gelip gidebilir. Mahalle ve köy temsilcilerimizi oluşturduk. Ayrıca Genel Merkezimize de bu çalışmalarla ilgili her ay raporlar veriyoruz. Rize il örgütü olarak Türkiye ortalamasının üzerindeyiz.
SANDIKLARA SAHİP ÇIKACAĞIZ
Sandıklara Rize’de sahip çıkıyoruz. Erken seçim veya zamanında yapılacak olan seçimlerle ilgili Rize’deki sandıklara biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak sahip çıkacağız. Millet İttifakı olarak sandıklara sahip çıkılacak. Hiç kimse sandıklarda ‘şöyle veya böyle olmuş’ diye güvensizlik duymasın. Gerekli çalışmalarımızı yapıyoruz. Başka çalışmalarımız da olacak sandık güvenliğinin daha etkin olması açından. Bunları da hayata geçirmiş olacağız. Kadın örgütlenmesini yapmadığımız hiçbir ilçemiz yok. Kadın kollarımızın bütün ilçe başkanlıkları hazır kurulmuş vaziyette. Gençlik kollarımızda ise birkaç eksikliğimiz var. Onları da birkaç gün içerisinde kurmuş olacağız.
GİTMEDİĞİMİZ İLÇE KALMADI
Komisyonlarımız var. Çay, tarım, spor, gençlerle ve diğer konularla ile ilgili komisyonlarımız var. Arkadaşlarımız bu komisyonlarda da çalışmalarını sürdürüyorlar. Bir yandan mutfağımızı hazırlıyoruz, bir yandan da saha çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Hemen hemen gitmediğimiz hiçbir ilçe yok. İlçeleri en az 4’üncü kez gezmeye çalışacağız. Köylerimizi de gezmeye çalışıyoruz. Biz öyle çok kalabalık gitmiyoruz. Direk vatandaşların yanına gidiyoruz. Randevu aldığımız yerler de var. Ayrıca ilçe başkanlarımızın da çalışmaları var.
NE YAZIK Kİ KORKU OLUŞTURULMUŞ
İnsanlarla çok fazla siyaset konuşmuyoruz. Siyaset konuşmamıza çok da gerek kalmıyor. Bizim konuşmamıza çok da gerek kalmıyor, vatandaş zaten kendisi anlatıyor. Vatandaşın tüm sürecin farkında olduğunu görüyoruz. Yaşadıkları ekonomik sıkıntıyı, Türkiye’nin gelmiş olduğu durumu yerel olarak baktığımızda çayın durumunu aslında vatandaşlar biliyor. Bizim onların aktardığımızın daha fazlasını aslında esnafımız bize anlatıyor. Ama ne yazık ki bir korku oluşturulmuş. İnsanlar dertlerini sıkıntılarını dile getirmekten çekiniyorlar.
YERELDE DE KÜÇÜK SARAYCIKLAR VAR!
Eğer siz bir ülkede yaşayan hem vatandaşların hem de sivil toplum kuruluşların, sendikaların, derneklerin seslerini çıkarmasını engelliyorsanız o ülkede demokrasi yoktur demektir. Demokrasinin olmadığı yerde de ülkeyi doğru yönetemiyorsunuzdur demektir. Doğru yönetememenin sonuçlarını da görüyoruz. Hiç kimsenin aklına ihtiyaç duymuyorsunuz. Bu sadece Ankara’daki sarayda görmüyorsunuz. Yerelde de küçük saraycıklar olduğunu görüyoruz. Yerelde de kendisini sarayla özdeşleştiren aynı insanlar olduğunu görüyoruz.
DOĞRU KARARLAR ALINMIYOR
Tek başına ‘Ben her şeyi bilirim, Rize’deki kararları ben veririm. Her şey benim tekelimdedir’ şeklinde bir zihniyet var. Böyle bir zihniyet olduğu zaman o yerde gelişme olmadığını, yatırımların doğru değerlendirilmediğini görüyoruz. Bir kentin geleceği ile ilgili doğru kararlar alınmadığını görüyoruz. Aslında bunların hepsi Ankara’da olan tek adam rejiminin uzantılarının yerele de yansımasından kaynaklanıyor. Onun için bu baskı sisteminin oluşturulması vatandaşların kendi sorunlarını dile getirmesini engelliyor. Ama giderek bunun kırıldığını görüyoruz.
GENEL MERKEZ İLGİYLE İZLİYOR
Çalışmalarımıza merkezde ve ilçelerde devam ediyoruz. Biz ne zaman Ankara’ya gitsek Genel Merkezden Rize il örgütü olarak her zaman olumlu geri dönüşler oluyor. Nasıl ki Rize’deki çalışmalarımızın olumlu yansımalarını gördüğümüz gibi Genel Merkez düzeyinde de çalışmalarımız gerçekten ilgiyle izleniyor. Zaten Rize’ye de getirmediğimiz hiçbir Genel Merkez yöneticisi hemen hemen kalmadı. Önümüzdeki günlerde de vekillerimiz dönem dönem gelecekler.
VATANDAŞ ‘BEZDUK, DARLANDUK’ DİYOR
Rize’de Millet İttifakı’na ciddi bir ilginin olduğunu görüyoruz. Bize de Cumhuriyet Halk Partisi’ne de ilginin olduğunu görüyoruz ve hissediyoruz. Bunu vatandaş bize hissettiriyor. Sadece bizim hissetmemiz ile ilgisi yok. Vatandaş, gittiğimiz her yerde şunu bize hissettiriyor; açık açık bağırması bile bize ‘Biz artık bıktık, sistemin değişmesi gerek’ diyor. Vatandaş açıkça ‘Bezduk, darlanduk’ diyor. Bunu her gittiğimiz yerde görüyoruz. Eskiden insanlarla iletişim kurma noktasında biraz sıkıntı yaşayabiliyorduk. Ama Rize’de artık öyle değil.
ARTIK KENDİLERİ BİZİ ARIYORLAR
Vatandaş bize artık destek vereceğini hissettiriyor. Vatandaş bunu hissettirmesi için de çaba harcıyor. Eskiden biz kendimiz randevu alırdık, giderdik. Ama şimdi bir yere gidiyoruz, hemen onun yanındaki insanlar, bize telefon açıyorlar ‘Bizi neden atlıyorsunuz, bize ne zaman geleceksiniz’ diyorlar. Artık randevulara biz vatandaşların talepleri üzerine gitmeye başladık. Eskiden böyle değildi, şimdi vatandaşlar ‘gelin’ diyor. Biz de vatandaşlarımızı ziyaret ediyoruz. Vatandaş artık bir irade ortaya koyacağını, Rize’deki durumun eskisi gibi olmayacağını, Rize’de değişiklik olacağını hissettiriyor. Çünkü insanlar işsiz, insanlar ekonomik yönden sıkıntı çekiyorlar.
GÜBRE İLE İLGİLİ SORUNLARI VAR
Gübre ile ilgili sorunları var, çay tarlasını girip gübre atıp atamayacağını bilemiyorlar. Bu konuda vatandaşlar sıkıntı içerisinde. Özel sektöre siz 1 yıl vade ile mayıs ayı ödemeli çay sattınız, yarı yarıya düştünüz. Hepimizin ortak sorunları. İnsanlar artık bu sorunlarının AKP yönetimi tarafından çözülmeyeceğini, bunun farkında olduklarını bize hissettiriyorlar. Bence en büyük değişiklik bu. Bunun yansımasının sonucu olarak elbette ki insanlar bizim partimize geleceklerdir. Millet İttifakı’ndaki diğer arkadaşlarımıza da geleceklerdir. Netice olarak şunu söyleyebiliriz hem Millet İttifakına hem de Cumhuriyet Halk Partisi’ne büyük bir ilgi var.
ESKİDEN BİZE SIRTINI DÖNENLER…
Eskiden Cumhuriyet Halk Partisi’ne tamamen sırtını dönen insanlar, şimdi öyle değil. Aksine şimdi konuşmalarımızı ilgiyle dinliyorlar. Neler söyleyeceğimizi merak ediyorlar. Kendileri de bizi çağırıyorlar, ‘gelin, sohbet edelim’ diye. Rize’deki en büyük değişikliklerden bir tanesi bu. Rize’deki vatandaşlar, tercihlerinin ne olacağını ve bugünkü hükümetin artık gitmesi gerektiğini bize hissettirmeye başladılar. Bunu hissettirmek için de büyük bir çaba içerisindeler.
DOLARIN 18 LİRAYA ÇIKMASINA NEDEN İZİN VERDİNİZ?
Dolar, 18 lirayı buldu ama ertesi güne taşmayan bir olay bu. Aynı akşam açıklamaların ardından 5-6 lira bir gerileme oldu. Dolar fiyatları geriledi ama bu bir suni gerilemedir. Merkez Bankanı piyasaya müdahale etti, o zaman 1 lira bile düşmedi. Ama aynı gecede 1 milyar dolar piyasaya sürüldü 6-7 lira düştü. Burada bir film var aslında. Bilerek yükseltilen ve izin verilen bir dolar var. Burada kendini kahraman ilan etmek için bir uygulama var. Siz madem bunu bir gecede düşürebiliyordunuz, neden doların 18 liralara çıkmasına izin verdiniz? Vermeseydiniz o zaman. Üretici, sanayici daha pahalıya ürün aldı. Bunlara siz izin veriyorsunuz.
MERHUM DEMİREL DEMİŞTİ Kİ…
Bunu ‘biz kahramanız’ demek için yaptınız. Dünyada böyle bir örnek yok. Bu aslında Türkiye’de yaşayan insanların, emekçilerin, esnafların emekçilerin sömürülmesi demektir. Onları giderek yoksullaştırmak demektir. Bakın aynı örnek olmayabilir ama şöyle bakın, 12 Eylül 1980 sabahı darbe yapıldı, Türkiye’de tüm terör eylemleri bitti. O zaman da merhum Süleyman Demirel demişti ki ‘madem bunu bir gecede bitiriyorsunuz, neden izin verdiniz’ diye. Türkiye’de bir gecede dolar 18.30 lirayı gördü, bir gecede karar aldın, doları düşürdün. Bunun iktidarınızı perçinlemek, olası bir erken seçimde kendinize bir dayanak yapmak için yapılan bir operasyon olduğunu görüyoruz.
KAHRAMANLIK OLARAK YAZIYORLAR
Dolar yükselirken biz eleştirdiğimiz, bize ‘siz hiçbir şey bilmiyorsunuz, ihracatı artırmak için bunu yapıyoruz’ denmedi mi Türkiye’de. ‘İhracatımız artacak, gelirimiz artacak, cari açığımızı kapatacağız’ diye açıklama yapanlar, niye birdenbire aldıkları bir kararla dolar 5-6 lira geriledikten sonra bunu bir kahramanlık öyküsü olarak yazıyorlar? Yani biz hayatı sizin uyguladığınız şekilde yaşamak zorunda mıyız? Siz yukarıda birtakım hesaplar yapacaksınız, dolardan insanlar para kazanacaklar, para kazanmaları için ortam hazırlayacaksınız bunu da bir kahramanlık olarak anlatacaksınız.
DEMEK Kİ ÖNCEDEN KURGULAMAZSINIZ
İnsanlar doların belli bir saatten sonra ineceğini açıklıyorlar. Halk Bankası’nın tanıtım filmi çıkıyor, Güçlü Türkiye, güçlü TL diye. Demek ki siz aslında bunu önceden kurgulamazsınız. Siz kendi kurgulamış olduğunuz bir düzenek içerisinde izin veriyorsunuz, sonra diyorsunuz ki ‘ben kahramanım.’ Neyin kahramanısınız? Bunların bir açıklamasının yapılması gerekiyor. 18 liradan doları kimler sattı? Tekrar kimler almaya başladı? Bu bir fiyatlandırmadır. İnsanlar, buradan ne yazık ki halkımı yoksullaştırarak para kazanmak üzerine kurulan bir sistem var.
İNSANLARI KANDIRMANIN MANTIĞI YOK
‘Faize karşıyız’ diyorsunuz, faize karşısınız diye doların yükselmesine yol açıyorsunuz, efeleniyorsunuz ama sonu belli olmayan, limiti belli olmayan bir faizi vatandaşa dayatıyorsunuz. Buna da kur farkı diyorsunuz. İnsanları kandırmanızın bir mantığı yok ki. Kur farkının faiz olmadığını bilmeyen mi var? Eğer üniversiteye gidip iktisat fakültesini okudum diyorsanız, iktisat fakültesinin birinci sınıfına giden herkes bunu bilir. Bunu bir başarı olarak sunmanıza gerek yok. Neyin başarısı? Dolar 12 liraya gerilemiş. 1 ay önce 8 liraydı. İlk geldikleri zaman 1.6 liraydı. Neyin gerilemesinden bahsediyoruz? Ortada bir başarı yok ki. Aksine bir başarısızlık var.
ORTADA BİR YAĞMA VAR
128 milyar dolar nerede sorusunun cevabını veremeyen bir iktidarın ‘doları indirdik’ diye kahramanlık taslamaya bir hakkı yok. Siz 128 milyar doların nerede olduğunu bir açıklayın. 5-6 liradan siz bunları piyasaya sattınız. İnsanların nasıl bir para kazandıklarını düşünebiliyor musunuz? Böyle olan bir ülkeden insanlar gübre fiyatlarına gelen zamlardan dolayı gübresini alamamak durumunda kalıyor. Ortada bir yağma var. Bu yağmanın sonucunu da vatandaşlara yansıtıyorlar.
KİM PARA KAZANABİLİR?
Ben aynı zamanda bir finans uzmanıyım. Hiçbir finansal argüman sürekli yükselmez. Sürekli yükselirse para kazanamazsınız. Finansal argümanlardan para kazanmanız için zaman zaman yükselme olacak zaman zaman düşecek. Yüksekken satacaksın, alçakken alacaksın. Para böyle kazanılır. Sürekli doların yükseldiği bir ortamda kim para kazanabilir. Almazsın ki çünkü. Bu doların inip çıkması beklenen bir olaydır. Planlanan bir durum. Bunun kahramanlık olmadığını zaten vatandaşlarda görüyor.
KAYBEDEN İŞÇİ VE ESNAF OLUYOR
Türkiye’de 369 bin tane zengin var. 1 milyon TL’nin üstünde mevduatı olan insanlar. Bu 369 bin insana biz gelir taahhüt ediyoruz. Bunda vatandaşı borçlandıracaksın. Bu insanlar hiçbir şekilde kaybetmeyecekler. Ama kaybedecek olan esnaf, vatandaş, işçi, köylü, işe giremeyen insanlar, burs parası için sıkıntı çeken öğrenciler, çocuğunu besleyemeyen insanlar, intihar eden insanlar olacak. AKP her dönemde olduğu gibi bu dönemde de kesinlikle halkın yararına olmayan bir işlem yapmıştır. Çünkü artık halktan uzaklaşmışlardır.