"ABD’nin Afganistan’dan ayrılmasının bölgeyi daha emniyetsiz hale getirdiğini düşünüyor musunuz?" sorusunu Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle cevapladı:
"20 yıldır Amerika`nın burada kalışıyla bölge güvenli bir hale gelmedi ki. Tam aksine, bölge her geçen gün ciddi manada kan kaybetti. Biz burada bine yakın elemanımızla havalimanının korunması konusunda görev icra ettik. Bize en sonunda havalimanının korunması teklifi geldiğinde Brüksel’de Sayın (Joe) Biden`la bunları konuştuk. Bizim böyle bir görevi üstlenebileceğimizi kendilerine söylediğimde, `Üç şeyi de isteriz` dedim. Bunun birisi lojistik destek. Lojistik destekten talebimiz, idari ve malidir. Bir diğer adım da özellikle şu an ellerinde bulunan silah, mühimmat vesaire bunların Türkiye`ye devridir ama öyle şeyler oldu ki tam aksine (Hamid) Karzai Havalimanı`ndaki tüm silahların mühimmatların, araçların hepsi Taliban`a verildi. Şu anda da Taliban orada Amerika`nın silahlarıyla hareket ediyor. Bu gerçekleri de tabii görmek gerekir. Fakat biz bazı şeylere de alıştık. Aynı şekilde Türkiye`ye saldıran terör örgütleri de maalesef Amerika`dan çok ciddi silah, mühimmat desteği aldı. Bu, geçmiş hükümette de aynı şekilde oldu, şu anda da aynı şekilde oluyor. Öncelikle PKK/YPG/PYD terör örgütlerine bu tür silah desteklerinin verilmemesi gerekir."
“ABD’nin, DEAŞ`a karşı mücadelede müttefik olarak gördüğü gruplara tedarik ettiği silahların Türkiye’ye karşı kullanıldığına yönelik bir kanıt var mı? ABD desteğinden dolayı bu gruplardan size yönelik tehdit var mı?" şeklindeki soruyu Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bunu Sayın (Donald) Trump döneminde de Trump`ın kendisine de ifade etmiştim. Şu anda da yine aynı şekilde tırlarca silah, mühimmat vesaire bölgeye geliyor. Bunların hepsini biz kendilerine istihbarat örgütümüz vasıtasıyla da ifade ettik, ifade ediyoruz. Bundan sonraki süreçte de aynı şekilde tabii bunu ifade edeceğiz." şeklinde yanıtladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunları Başkan Biden’a sundunuz mu?” sorusu üzerine, “Bunların hepsini biz muhataplarımıza sunduk. Şu anda benim İstihbarat Başkanım aynı şekilde muhatabına bunları sundu, sunuyor. Bundan sonra da bunları sunmaktan çekinmeyiz. Çünkü bazı gerçekler var. Amerika NATO ülkesidir. Biz aynı şekilde NATO ülkesiyiz. NATO’da dayanışma içerisinde olmamız gerekirken terör örgütleri buralardan bu tür destekleri almamalı. Bunu da söylemek durumundayız.” dedi.
Türkiye’nin Taliban’a Afganistan’daki havalimanını işletmesi için yardım ve teknik destek sağlayıp sağlamadığı ve yeni Taliban hükümetiyle ilgili ne düşündüğü sorusu üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu:
“Şu anda henüz bizim Taliban’la anlaşmaya vardığımız herhangi bir konu yok. Şu anda Taliban daha çok Katar ile müşterek hareket ediyor. Biz ise askerlerimizi, sivil vatandaşlarımızı oradan çektik. Biz şu anda havalimanında yokuz. Taliban ile de şu anda herhangi bir iş birliğimiz yok ama bir şeyi çok açık ve net söylemem lazım. Bizim Afganistan halkına karşı tarihten gelen bir birlikteliğimiz var. Kimsenin Afganistan`a vermediği desteği her zaman biz verdik. Alt yapıda, üst yapıda Afganistan`da birçok yatırımların içerisinde olduk ve bundan sonraki süreçte de bunu yaparız. Dediğim gibi, bu yapılan yanlışlıklar sebebiyle de askerimizi çektik, sivil vatandaşlarımızı çektik ve şu anda Afganistan`da biz yokuz."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye`nin Kabil Havalimanı`nın işletilmesine yardım edip etmeyeceğine ilişkin, "Dediğim gibi, bu, anlaşmalara, sözleşmeye bağlı. Burada eğer gerçekten karşılıklı anlaşmalarla olumlu bir adım atılacak olursa… Şu anda Afganistan`daki hükümet kapsayıcı değil, kucaklayıcı değil. Kucaklayıcı, kapsayıcı olmayan bir hükümetle böyle bir adım atmak da bizim için bir defa mümkün değil ama bu kapsayıcı olursa, kucaklayıcı olursa bizler de Türkiye olarak orada yer alırız." yorumunu yaptı.
"Taliban şu an sadece erkek çocuklarının okula gitmesine izin veriyor, kızlara müsaade etmiyor. Kamu kurumlarındaki kadınlara işe gelmemelerini söylediler. Taliban gelişim göstermiş gibi durmuyor. Böyle bir hükümetle çalışır mısınız?" sorusuna Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye’nin bu konuda özellikle kadına bakışı bellidir. Bizde kadın hayatın her yerinde vardır. Eğitimde, sağlıkta, adalette, yargıda vardır, hayatın her yerinde vardır. Kendi ülkemizde bu böyle olduğuna göre, Afganistan’da biz niçin farklı bir şey düşünelim? Orada da aynı şekilde kadının hayatın her yerinde olmasını arzu ederiz. Kadınlar buralarda aktif rol alır hale geldiği anda, onlara eğitim, sağlık, adalet, emniyet, her noktada biz Afganistan`a da bu desteği veririz. Bunların eğitimlerine de ayrıca ülkemizde fırsat sağlarız." yanıtını verdi.
"Mevcut durumda Taliban`la çalışmak istemiyorsunuz gibi görünüyor" ifadesi üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu saydığım konularla ilgili olarak eğer bunlar kabul edilirse yaparız ama kabul edilmezse yapamayız." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Şu an ülkesinden kaçan Afgan mülteciler var. Bunların bazıları Türkiye`ye yöneldi. Geçen ay Türkiye`nin mülteci deposu olmak gibi bir görevi ve yükümlülüğü olmadığını söylediniz. Bu kimin yükümlülüğü? Bu mültecileri almak ABD`nin yükümlülüğü mü?" sorusu üzerine, "Şu anda ABD zaten bu tür sorumlulukları yerine getirmedi ki… Şu anda kayıt dışı, kayıt içi olmak üzere benim ülkemde 300 bini aşkın Afgan mülteci var. Bundan sonra da ülkemize hala Afgan mülteci almaya gücümüz yetmez ama Amerika, Afgan mültecileri buraya alacaksa o da ayrı bir konu. Ben Amerika`nın mülteci politikalarını paylaşamam ama Amerika da benim mülteci politikalarımı herhalde paylaşamaz ama tabii, özellikle açık söylüyorum, bizim kapımız da yol geçen hanı değildir." açıklamasını yaptı.
"ABD`nin bu konuda daha fazlasını mı yapması gerekiyor?" sorusu üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, "ABD`nin tabii ki çok şeyler yapması gerekir, çok da yatırım yapması gerekir. Çünkü 20 yıldır Amerika orada neden vardı? Önce bu soruların cevabını Amerika`nın kendi kendisine vermesi gerekirdi. O sosyolojik değerlendirmeyi yapması gerekirdi. Acaba bunlar niye yapılmadı? Özellikle bu tür silah yapılandırması vesaire, bunlar ne için yapıldı? Bunların üzerinde durulması gerekir? Orada bunca bodyguard görevlendirilirken bu bodyguardlara ödenen ücretler sıradan rakamlar değildi. Yani bunların hepsinin tüm Amerikalılar tarafından sorgulanması gerekir. `Afganistan`a niye girdik, şu anda niye çıkıyoruz?`; bunun herhalde Amerika tarafından sorgulanması gerekir diye düşünüyorum." değerlendirmesinde bulundu.
ABD Başkanı Joe Biden ile haziranda yaptığı görüşme esnasında mevkidaşını Afganistan`daki potansiyel problemler konusunda uyarıp uyarmadığının sorulması üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bizim Brüksel’de konuştuğumuz şeyler daha çok, havalimanı konusu olmuştur. Havalimanı konusuyla ilgili gerekli soruları kendilerine yönelttim. ‘Eğer bizim orada olmamızı istiyorsanız özellikle lojistik desteklerin verilmesi lazım, idari ve mali noktada gerekli desteklerin verilmesi lazım. Biz de bir NATO ortağı olarak sizinle burada müşterek hareket edelim.’ dedim." değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Siz de ABD gibi NATO’nun bir parçasısınız. Rusya, Türkiye’nin S-400 hava savunma sistemlerini satın almaya devam etmeyi planladığını söylüyor. Neden buna devam ediyorsunuz? Biden sizden durmanızı istedi mi?" sorusu üzerine şunları söyledi:
"Ben Başkan Biden`a gerekenlerin hepsini söyledim. Şimdi de söyleyeyim; bakın biz F-35 uçaklarını aldık ve 1 milyar 400 milyon dolar ödeme yaptık. Fakat bizim bu 1 milyar 400 milyon dolar ödeme yaptığımız uçaklarımızı Amerika bize teslim etmedi. Patriotlar noktasında bunları istedik, maalesef bu konuda da yine aynı şekilde bize Patriot vermedi. Sayın Trump’ın döneminde de bunları görüştüğümüzde, konuştuğumuzda Sayın (Donald) Trump şunu söyledi; `F-35’ler için 1 milyar 400 milyon dolar ödeme yapan Türkiye’ye F-35`leri niçin vermiyoruz?` Bunu dünya basınının önünde söyledi. Peki şu anda benim bu 5 tane uçağım niye verilmiyor? Bu parayı ben ödedim. Ödediğim para ortada."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin S-400 alımı karşısında ABD`nin tutumuna ilişkin ise şu değerlendirmelerde bulundu:
"Ona karışamaz. Siz bana Patriot vermezseniz, savunma noktasında benim bir başka ülkeden alacağım herhangi bir savunma sistemine müdahale edemezsiniz. Bakın bu konuda NATO Genel Sekreteri (Jens) Stoltenberg gayet güzel bir açıklama yaptı; `Biz ortaklarımızın kimden, nereden, ne kadar herhangi bir sistem satın aldığına müdahale edemeyiz.` dedi. Kim bu? Stoltenberg; NATO’nun Genel Sekreteri. Buyurun, gerçek ortada. Kimse kusura bakmasın. Ben de şunu söyleyeceğim; Türkiye’nin güvenlik riskini kim paylaşacak? Türkiye, kendi güvenlik riskini kendisi temin edemezse, acaba birilerinin eline avucuna mı bakacak? Sen bana Patriot vermeyeceksin, benim hangi ülkeden, hangi savunma sistemini aldığıma da müdahale edeceksin! Öyle bir şey olamaz."
Sadece hava kuvvetlerinin bu işe yetmeyeceğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Savunma sistemleri farklıdır, hava kuvvetleri farklıdır. Çünkü şu anda hava kuvvetleri noktasında da yarın Amerika’nın F-16’ların devamını sürdüreceğine, benim elimde bir garanti var mı? Böyle bir garanti de olmayacağına göre belki o zaman biz çok daha farklı adımları da atmak zorunda kalacağız." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bundan sonraki dönemde de kimse bizim savunma sistemleri noktasında hangi ülkeden ne kadar ne alacağımıza müdahale edemez. Bunun kararını verecek olan biziz. Şu anda 84 milyon nüfusa sahip bir ülke olan Türkiye, kendi savunma noktasındaki bütün kararlılığını ortaya koyacaktır. Bu kararına da kimse müdahale edemez." diye konuştu.
Sunucunun "Bu, yanıtın `evet` olduğu gibi anlaşılıyor." yorumu üzerine ise Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ne demek… Tabi ki evet." dedi.
"Amerikan halkı ABD`nin Orta Doğu`da askeri dahli olmasına siyasi irade göstermediğine karar verdi. Bu sizin ve ülkeniz için ne anlama geliyor?" sorusunu Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle cevapladı:
"Bu, Amerika`nın kendi takdiridir, bunu biz belirleyemeyiz. Orta Doğu`da ne yapacağımızın kararını biz veririz. Ben sadece bir şey söylüyorum. Amerika NATO ülkesidir, Türkiye NATO ülkesidir. Amerika, bölgedeki PKK, PYD, YPG gibi terör örgütleriyle beraber mi hareket edecek yoksa NATO`da beraber olduğu dostuyla, Türkiye`yle beraber mi hareket edecek? Bunun kararını vermesi lazım. Ben ikincisini tercih ediyorum."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Biden yönetimi size Suriye ve Irak`taki müttefiklerine yönelik politikasında değişikliğe gitme niyetinde olduğunu söyledi mi?" şeklindeki soru üzerine, "Bu konulara girme fırsatımız olmadı, çünkü üzerinde durduğumuz konu ağırlıklı olarak Afganistan`dı. Ama ben her zaman Amerika`daki lider dostlarıma PKK, PYD, YPG terör örgütlerine karşı duruşumuzu anlattım. Bunu Trump döneminde de yaşadık. Dedik ki `Bunların Türkiye’ye taşıdıkları binlerce tır silahı, mühimmatı ne yapacaksınız?` Olumlu cevap alamadık." dedi.
"Suriye`deki 900 ABD askerinin kalmasını mı yoksa gitmesini mi istiyorsunuz?" sorusu üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Tabi ki benim burada tasarrufum olursa Suriye`den çıkmalarıdır, Irak`tan çıkmalarıdır. Afganistan`dan çıktıkları gibi çıkmalarıdır. Çünkü eğer dünyada biz barışa hizmet etmeyi istiyorsak barış için o bölgelerde kalmanın hiçbir anlamı yok. Bırakalım o bölge halkı, o bölgedeki yönetim kararını kendisi versin." diye konuştu.
"Suriye için araya girilmesini Türkiye`ye mi bıraksınlar?" sorusunu ise Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bir defa şunu çok açık net söyleyeyim, biz istenmediğimiz yerde durmayız, istenmediğimiz yerde bulunmayız. Bakın biz şu anda Suriye`de 100 bin briket ev inşa ediyoruz. Evlerinden barklarından tamamıyla kovulmuş olan aileler için bunları biz inşa ediyoruz. Acaba diğer ülkeler ne yapıyor? Bu önemli." diye cevapladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "(Rusya Devlet Başkanı) Vladimir Putin`le bunun hakkında mı konuşacaksınız?" sorusunu, "Biz bunları zaten Putin`le konuşuyoruz." şeklinde yanıtladı.
Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Temenni ederim ki Amerika, Rusya, İran ve Türkiye, Suriye`de de Irak`ta da bu bölge insanlarının huzuru için bir çalışma içerisinde olsunlar." diye konu